Eğitim bölgelerinde hangi okul türleri yer alacak?

Eğitim bölgelerinde hangi okul türleri yer alacak?



Eğitimcilere göre sınavla öğrenci alacak liseler belirlenirken ulusal sınavların yanı sıra uluslararası sınav verileri de kullanılmalı. Ayrıca eğitim bölgelerinde öğrencilerin çoğu için yalnızca belirli okul türlerine yer verilmemeli. Okulların seçiminde ise 'şeffaflık' sağlanmalı ve okulları seçme görevi sadece il milli eğitim müdürlerine bırakılmamalı...

TEOG yerine gelen liseye yerleştirme sisteminde öğrencilerin yüzde 92'si oluşturulan eğitim bölgelerinde adreslerine en yakın okullara, yüzde 8'i ise sınavla öğrenci alan okullara haziran ayında yapılacak sınavın sonucuna göre yerleştirilecek.

Gazete Habertürk'ten Bürde Özçakır'ın haberine göre, sınavla öğrenci alacak okulların 600 ile 800 arasında olması bekleniyor. Proje Okullar diye tanımlanacak bu okulların seçim kriterleri de eğitim bölgelerinin nasıl oluşturulacağı ve bu bölgelerde hangi okul türlerinin yer alacağı da tartışma konusu. Biz de bu kriterlerin ne olması gerektiğini eğitimcilere sorduk.

'ŞEFFAF BİR SÜREÇLE BELİRLENMELİ'

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Direktörü Batuhan Aydagül: Eski ve köklü okullar mutlaka yer alacaktır. MEB bu okulları belirlerken hangi kriterleri kullanırsa kullansın önemli olan şeffaf ve rasyonel bir süreç ortaya koymasıdır. Okulları belirlerken katılımcı bir süreç tasarlanabilir. Çünkü bakanlık bu süreçte bilinmezliği bilgiymiş gibi ortaya koyuyor. Coğrafi boyutu ortaya koymalı. Örneğin 81 ilde hangi okul türünden kaç okul olacak? Sınav mutlaka başarı kriteri olarak kullanılmalı. Çünkü okul notları sistemi işlemiyor.

'KONTENJAN ÖNEMLİ'

Eğitim-Sen 3. Dönem Genel Başkanı ve Eğitimci Alaaddin Dinçer: Okulları belirlerken kontenjan ve bu kontenjanın nasıl dağıtılacağı önemli. 1.2 milyon öğrencinin yüzde 10'unun bu okullara yerleştirileceğini düşündüğümüzde 120 bin öğrenci okul sayısına da oranla fen ve Anadolu liselerini de kapsayan akademik lise türlerine 84 bin, meslek liselerine 24 bin ve imam hatip liselerine 12 bin öğrencinin yerleşebileceği şekilde bir dağılım yapılmalı. İmam hatip liselerine ağırlık veren sistem oluşturulmamalı. Üniversite sınav verileri olur. Ama okul notu etkisi de olmalı.

'EN ÇOK TALEP GÖREN OKULLAR SEÇİLECEK'

Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Nurullah Dal: Bakanlık, okulları belirlerken arz-talep meselesine bakacaktır. En çok talebin olduğu okulların listeye alınması söz konusu olabilir. Eski, köklü okullar, proje okullar, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve meslek ile Anadolu liselerinden proje okullar listede yer alacaktır. Bunun için bütün istatistiklere bakılacaktır. Okullar talep görür hale getirilmeli.

'ULUSLARARASI SINAV SONUÇLARINA BAKILSIN'

Doğu Akdeniz Ün. Rektör Yard. Eğitim Fak. Öğretim üyesi Prof. Dr. Yaşar Özden: Sınavla öğrenci alan okulların belirlenmesinde PISA gibi uluslararası veriler kullanılmalı. Bu okullar da öğrencilerin yüzde 10'u için. Yani 80-90 bin öğrenciye üst düzeyde eğitim sağlıyor olacaksınız. Bu imkan tüm öğrencilere verilmeli. Sorunu gerçekten çözmek için farklı çözümler denemek gerekir. Öğretmen niteliğini artırmaya yönelik çalışmalar yaparsanız eğitimi de nitelikli hale getirebilirsiniz.

'ADİL VE OBJEKTİF KRİTERLER OLMALI'

MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özcan: Adil, objektif, ayırt edici kriterler konulmazsa doğacak sorunları önleyemeyiz. Uluslararası testler, ulusal sınav verileri kriter olarak kullanılabilir. Bakanlık, sendikalar ve mutlaka akademisyenler ile bir ortak çalışma yapılabilir, önemli olan ne kadar objektif olunduğudur. İl milli eğitime danışmak ve bunlara göre okul, eğitim bölgesi belirlemek de doğru değil.

'OKUL TÜRÜNE DİKKAT EDİLMELİ'

İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hasan Şimşek:600 okulun yarısının imam hatip olacağı konusu mevcut. Sınavla öğrenci alacak okullar belirlenirken bence mevcut yerleştirme sisteminde en yüksek puanla öğrenci kabul eden okullardır bunlar. Zaten ortaya çıkan tablo yükseköğretime geçiş sınavları verilerinde ortaya konuyor.

MEB