Temel liseler kapanacak mı?

Temel liseler kapanacak mı?



Tüm alanlarda olduğu gibi gerek genel eğitimimiz gerek özel öğretim alanında son yıllarda önemli değişimler/dönüşümler yaşadı ülkemiz.

15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimi ve ardından gelen olağanüstü hal (OHAL) koşulları; her alanda olduğu gibi eğitim sektöründe de farklı önlemlerin alınmasına neden olmuş; özel öğretim kurslarının bilim grubu sayısının bire düşürülmesi, 2000 etüt eğitim merkezinin bir özel öğretim kurumuna dönüşmesi, dönüşemeyenlerin de kapatılması bu özel öğretim kurucuları için beklenmedik durumlar oluşturmuştur.



ÖZEL ÖĞRETİM KURSLARININ SAYILARI ARTTI


Bu kararla faaliyetlerin yasal sınırlar içinde yürütülmesi gereği olarak özel öğretim kurslarının sayılarında büyük artışlar yaşanmış, Kişisel Gelişim Kursu adıyla pek çok yenikurum açılmış, yanı sıra da izinsiz faaliyet gösteren bizim “kaçak yapılar” dediğimiz gayri yasal sınava hazırlık kursları görülmedik biçimde çoğalmıştır. Eğitimin piyasası arz talep kuralına uygun çözümlere yönelmiştir.



SINAV SİSTEMLERİ NASIL DEĞİŞTİ?


Diğer nedenleriyle birlikte belki de bu durum, sınav sistemlerinin yeniden gözden geçirilmesinin nedenlerinden biri olmuş, 2017-2018 Öğretim Yılı başlarında kademeler arası geçiş sınavları bir kez daha gündeme oturmuştur. Konu kamuoyunda, medyada geniş yer bulsa da sonuçta sınavlara ayrılan zamanın ve soru sayılarının azaltılması dışında bir değişiklik yapılamamıştır.



LİSEYE GEÇİŞTE İKİ TEOG YERİNE TEK MERKEZİ SINAV


Ortaöğretime geçişte iki TEOG yerine bir Merkezi Yerleştirme Sınavı yapılacaktır. Bu sınavla ilgili son düzenlemeden 250 bin öğrencinin sınavla yerleştirilen okullara geçiş yapabileceği, diğer öğrencilerin yerel olarak yerleştirileceği anlaşılmaktadır. Yerleştirmede nasıl ve hangi sorunların yaşanacağını, toplumun bu düzenlemeyi nasıl karşılayacağınıuygulama sonucunda ve zamanla göreceğiz.



ÜNİVERSİTE SINAV SİSTEMİ DEĞİŞTİ


Diğer yandan beş günde altı oturumda yapılan YGS/LYS yerine iki günde üç oturumda TYT/AYT sınavlarının uygulanacağını, yükseköğretime geçişin de bu sınavların sonuçlarıyla yapılacağını görmüş olduk. Bu da sınav sistemlerinde yapılan bu son değişikliklerin, geçiş sınavlarına hazırlık için öğrencilerin destek alma taleplerinin devam edeceğini göstermektedir.



ARA KURUM OLARAK ÇIKAN TEMEL LİSELER NE OLDU?


Öte yandan dershanelerin özel okullara dönüşümde bir ara kurum olarak öngörülen ve 2019’da kapatılacağı hükme bağlanan temel liseler, taahhüt ettikleri kurumlara dönüşümde sona yaklaştılar. Önümüzdeki öğretim yılı sonu bir değişikliğe gidilemezse kapatılmaları bekleniyor. Bu kurumlar, bir başarı ölçütü olarak üniversiteye yerleştirme alınacaksa,başarılıdırlar ve resmi fen liselerine yakın bir oranda öğrencilerini üniversiteye yerleştirmiş kurumlardır. (Fen Lisesi % 54,41, Özel Temel Lise % 51,87)

Temel liseler, hem lise programını uygulama hem üniversiteye hazırlık olanağı sunmaları nedeniyle özellikle 11 ve 12. Sınıf öğrencileri için tercih edilen kurumlar olmuştur.



KAÇ TEMEL LİSE AÇILDI?


Bu gün 1000’e yakın (Güncel sayı 986) temel lise eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Özel Anadolu, fen, sosyal bilimler liseleri gibi 2500’e yakın özel lise içinde temel liselerin payı % 40 oranındadır. Özel okula dönüşmeleri sürecinde teşvik edilmeleriyle ilgili özellikle arsa tahsisi ve bina kiralama gibi teşvik tedbirlerinde bu güne kadar beklenen gelişme sağlanamamıştır. 25 bine yakın öğretmeni 9 bine yakın diğer personeli, 200 bini aşkın öğrencisi olan bu kurumların kapatılmaları özel öğretimin genel lise içindeki payını düşürmek bir yana pek çok değerin de atıl durumda kalmasına neden olacağı açıktır.



TAKVİYE KURSLARI GİDEREK YAYGINLAŞIYOR



Özel öğretim kurumları, kamunun yürüttüğü eğitim öğretim hizmetlerinde devletin yükünü hafifletmek, toplumun gereksindiği eğitim hizmetlerini sunmak için vardır. “Sınav odaklı eğitim ”den uzaklaşma düşüncesi kabul edilebilirdir. Ancak son yıllarda hem sınavlara hazırlık, hem öğretim içeriğinin öğrenilmesindeki eksiklikleri gidermek üzere resmi ve özel okullarda, halk eğitim merkezlerinde ve diğer kurumlarda da açılan “takviye kursları” giderek yaygınlaşmaktadır. Öyle olmasına rağmen özel öğretim kurumlarında yürütülen kurslara olan talep de azalmamaktadır.



HAKSIZ BİR REKABET OLUŞUYOR


Bu taleptir ki yukarıda sözünü ettiğim yasal olmayan ve denetlenemeyen alınan tedbirlere karşın önüne geçilemeyen yapıların daha da artmasına, yasal kurumlarımız aleyhine de haksız bir rekabet ortamı oluşmasına neden olmaktadır.

Toplumun eğitim öğretim ihtiyaçlarıyla ilgili olarak hem veli ve öğrenciler açısından hizmete erişim hem de özel öğretim girişimcileri açısından bu hizmetlerin sunumunda kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılabilirse, izinsiz faaliyet yürüten gayri yasal yerlere talep de ortadan kalkabilecektir.

Özel öğretimimize ilişkin birkaç noktaya değinmiş oldum. Kuşkusuz söylenecekler bunlarla sınırlı değildir.

Son yıllarda eğitim alanında pek çok değişiklikler yapıldı. Toplumsal ihtiyaçlarımıza uygun, bilimsel temellere dayalı bir sistemi hayata geçirmek hepimizin ortak görevi olmalıdır. Eğitimimizdeki değişim süreçlerini, eğitimin tüm bileşenlerinin olumsuzluklar yaşamayacakları şekilde yönetmek, sisteme dahil bütün kurumların, yöneticilerinsorumluluğudur. Biz de bu süreçlerde elimizden gelen katkıyı verebilirsek kendimizi mutlu sayarız.

MEB